Seven Pounds (2008)
Yedi yaşam olarak Türkçe’ye çevirilen film Will Smith’in olağanüstü performansıyla izleyiciye bambaşka bir boyut kazandırıyor. Bir gün uyanırsınız, ve o gün artık her zaman ki günden daha farklıdır.. İşte o gün yaşam ve ölüm arasındaki koşuşturma çoktan başlamıştır. Peki ya siz ne yapardınız? Film insanı insan yapan vicdanın dışavurumunu öyle bir gözler önüne seriyor ki adeta nefesiniz kesiliyor. İzleyin ve ne demek istediğimi anlayın.
The Invention of Lying (2009)
Kısa bir yolculukta kendinizi sorgulamak ve neyi neden yaptığınızı bilmek ister misiniz? Her şeyin çok doğal ve yalansız olduğunu bilmek biz insanları ne kadar zora sokar? Pembe yalanlar olmasa; bizler ayıp, günah, acıma, sevgi gibi kavramların ne olduğunu bilmesek ya da bunlar yokmuş gibi hayatımıza devam etsek nasıl olurdu? Eğlenceli ve bir o kadar insanı farklı kavramlar üzerine düşündüren çok sıradışı bir film. Sizi temin ederim ki böyle bir film daha önce izlemediniz. Hem çok güleceksiniz hem de kendinizi bir o kadar garip hissedeceksiniz. EE hadi ne duruyorsunuz?
My Sassy Girl (2001)
Güney Kore ile tanıştığım gün onların doğallığına, o içimizi ısıtan filmlerine aşık oldum. Aşık olmamak ne mümkün? Adeta filmin içine girip sizde onlardan biri oluyorsunuz. “Hırçın Sevgilim” defalarca izleyip bıkmadığım bir Güney Kore filmi. Hepimize tanıdık geliyor mu bu karakterler? Lütfen Amerikan versiyonunu izlemek gibi bir hata yapmayın. Ne zaman bu film aklıma gelse hayallerin içinde gezerim. Sımsıcak bir film.
Fried Green Tomatoes (1991)
Çok mu eskiye gittik? Dün gibi aklımda. Gerçek bir drama. Her sahne, her olay alıp sizi bambaşka yerlere götürüyor. Bu kadar da olmaz diyorsunuz. En kötüsüde bağımlı oluyorsunuz. Mükemmel filmleri tükettiğiniz için artık bir çok filmden istediğiniz gibi haz alamıyorsunuz. Bir başlayın, sonra ne demek istediğimi anlayacaksınız.. Olaylar arasındaki geçişler, yaşanılan saniyelik değişimlerden sonra; siz artık filmin çoktan içine girmişsiniz. Acele edin. İyi seyirler..
The Notebook (2004)
Aşk filminin ne demek olduğunu bilmezdim ta ki bu filme kadar. Nedir beni bu kadar içine çeken? Ağlıyorsunuz, gülüyorsunuz.. Tüm duyguları bir anda yaşayarak kendinizden geçiyorsunuz. Ah Ah her aşk böyle mi olmalı? Roman gibi.. Film gibi.. Sıkıntılarımız, problemlerimiz bir kaç saatliğine rafa kalktı. Biz film boyunca o büyüden çıkamıyoruz.. Bir o kadar uzun olmasına rağmen her sahnede kendimi bulduğum çok etkileyici bir film.. Bazı filmler o kadar farklı ki; sizin yanınızdan hiç ayrılmıyor. Bitmesin dediğim nadir filmlerden.. Yine bitti 🙁
Editörün Notu: Tuğçe’nin bu ilk makalesi, sitemize hoşgeldin demek istiyoruz. Sizde VUUB ekibinin kimlerden oluştuğunu görmek isterseniz Hakkımızda sayfasına göz atabilir, aramıza katılmak isterseniz İçerik Editörü sayfamıza göz atabilirsiniz.