Fotoğraf tarihinde toplumların üzerinde silinemez etkiler bırakan suç ve suçluların fotoğrafları bulunmaktadır. Ne olursa olsun asıl olan işlenen suçların bütün fotoğrafları acı ve günahkarlığın somut halidir.
Uyarı: Bu listed yer alan fotoğrafların bazıları okuyucuları rahatsız edebilecek niteliktedir.
Adı bilinmeyen ve “Deli Bombacı” olarak tanınan bir adam New York’u 16 yıl boyunca terörize etti. Bir enerji şirketi olan Consolidated Edison’ın sahip olduğu Sinema, metro durakları, kütüphaneler ve binalar gibi halka açık bölgeye bomba yerleştirdi.
Toplamda 33 bomba yerleştirdi ve 22 tanesi patladı. Mucizevi bir şekilde sadece 15 kişi yaralandı. Yerleştirdiği her bomba için polisi aradı ya da gazetelere ilan verdi fakat asla bombanın tam konumunu vermedi. Bu doğal olarak bir kaos yarattı çünkü polis hem bombaları bulmaya hem de insanları sakin tutmaya çalışıyordu.
Polis bu adamla ilgili daha detaylı bir araştırma yapmaya karar verdiğinde bir kriminolog’dan bombacının profilini çıkarmasını istedi. Kriminolog, bombacının Doğu Avrupalı olduğu, ve bir dönem Con Edison için çalışıp bir şekilde oradan kovulduğu sonucuna vardı. Ve tabi ki kovulmak bu adama adil gelmemişti.
Profil basıldıktan bir gün sonra polis gazeteye bombacıya teslim olması için çağrı yaptı. Buna karşılık olarak bombacı ateşkes yapacağını fakat Con Edison’ı yine de patlatmak istediğini açıkladı.
Bombacı Con Edison’da çalışırken yaralandığını açıkladı, bunun üzerine Con Edison bir araştırma yapıp bu adamın George Metesky olduğunu ve çalışırken yaralandığını öğrendiler. 26 gün hastalık maaşı aldıktan sonra işten atılmıştı. Tazminat istediğinde ise bu reddedilmişti çünkü bu durumun geç dosyalandığını öne sürmüşlerdi.
Yakalandığında tüm suçunu itiraf etti. Tüm şehri korkuya boğan bu adamın parmaklıklar ardında fotoğrafının çekilmesine izin verildi. En ünlü fotoğrafı New Yok Daily News fotoğrafçısı Judd Mehlman’ın yakaladığı ve yukarıda sizlerle paylaştığımız karedir.
Metesky, halka delice şeyler yapan deli bir adam olarak tanıtıldı. Metesky mahkemeye çıkabilecek biri olarak görülmedi ve 90 yaşına kadar devlet hastanesinde yaşadı.
Satanizm’in genç insanların arasında en ateşli aşamasındayken çılgın gözler ve heavy metal tişörtüyle fotoğraflandı bu genç adam. Genç kızlar ve erkekler heavy metal yüzünden uyuşturucudan çürümüş Satanistler haline gelmekteydi. 17 yaşındaki Ricky Kasso ailenizden çıkabilecek herhangi kötü bir ergendi.
Bu fotoğraf 1984 Haziran’ında 17 yaşındaki Gary Lauwers’ı öldürme suçundan tutuklandığında çekildi. Kasso lise terk bir uyuşturucu bağımlısıydı ve partileri seviyordu. Bir noktada Lauwers ve Kasso arkadaşlardı ama Lauwers Kasso’dan uyuşturucu çaldığında işler değişti. Bu olaydan bir süre sonra Kasso, Lauwers’a onu affettiğini ve ormanda arkadaşlarıyla yapacağı partiye gelmesini söyledi.
Ormanda meskalin adı verilen ve halisünasyon görmelerini sağlayan bir madde kullandılar. Bir süre sonra Kasso bir karga sesi duydu ve bunu Lauwers’ı öldürmesi için bir işaret olarak yorumladı. İkisi kavgaya başladılar ve Kasso Lauwers’ı bıçakladı. Kasso ona diz çöktürdü ve ona “Şeytanı seviyorum de” diye emretti. Buna karşın Lauwers annesini sevdiğini söyledi ve Kasso onu göğsünden, boynundan ve suratından olmak üzere 17 – 36 arasından darbeyle bıçakladı. Hatta onun gözlerini çıkardı. Daha sonra cesedi çürümesi için ormanda bıraktı.
Birkaç hafta boyunca Kasso işlediği cinayetle övündü ve hatta insanları cesedi görmeleri için ormana bile götürdü. Sonunda biri onu ihbar etti ve Kasso tutuklandı. Bu fotoğraf çekildikten iki gün sonra Kasso kendini hücresinde astı.
Andre Rand 1960’ların ortasında Willowbrook Devlet Okulunda bekçiydi. Bu okulun adı kötüye çıkmıştı çünkü Geralde Rivera yaklaşık 6.000 mental bozukluğu olan çocuk üzerinde barbarca yapılan tedaviler üzerine bir belgesel hazırlamıştı. Rand o okulda birkaç sene çalıştı, ta ki çocuklara cinsel saldırı ve kaçırma gibi suçlardan dolayı tutuklanana kadar. İlk tutuklanmasından sonra hayatının birkaç yılını bir içerde bir dışarda geçirdi.
1987 yılında Willowbrook Devlet okulu kapatıldı ve bina terk edildi. Aynı dönemde bir seri katil ve akıl hastasının bodrum tünelinde yaşadığına dair bir şehir efsanesi ortaya çıktı.
Bu şehir efsanesinin bir şekilde gerçek olduğuna dair kanıtlar ortaya çıkmaya başadı. 1987 yılında doğuştan down sendromlu olan Jennifer Schweiger kayboldu ve 35 gün sonra Rand’in kampının yakınında bulunan okul mülkünde gömülü olarak bulundu.
Rand tutuklandı ve suçlandı. En kahredici görüntü ise; polisin kelepçelediği Rand’in deli gibi görünmesi ve ağzından durmadan salyalar akıtmasıydı. Rand’i böyle korkunç bir suç işleyecek bir canavar gibi gösteren fotoğraf Tony Carannante tarafından çekildi.
Tutuklandıktan sonra başka dört cinayet daha Rand’in suçlamaları arasındaydı ve bu kurbanların içinde iki tane 5 yaşında çocuk da yer alıyordu. Ancak Rand Schweiger ve 1981 yılında kaybolan Holly Ann Hughes cinayetlerinden hüküm giydi. Onun da cesedi iddia edilen diğer 3 kurban gibi bulunamadı. Aslında Rand’in masum olduğuna ve sadece ikinci derece kanıtlarla hüküm giydiğine inanan insanlar bulunmakta.
Paul Bernardo ve Karla Homolka Kanada tarihinin en kötü şöhretli katilleridir. Bernardo suç kariyerine düzinelerce kadına vahşice tecavüz ederek başladı. En sonunda Karla Homolka ile evlendi ve Karla kendi öz kardeşi Tammy’nin de dahil olduğu üç vahşi tecavüz ve cinayette Bernardo’ya eşlik etti.
Bu korkunç suçlar dünya çapında duyuldu. Fakat eskiden de şimdi de birçok kişiyi etkileyen Homolka’nın korkunç siyah gözlerinin fotoğrafı oldu. Bu fotoğraf Bernardo’u saldırı ile suçladığında kanıt olarak çekildi. Bunun sonucu hem polis hem de halk Homolka’nın Bernardo’nun kurbanı olduğuna inandı. Ve yine bu fotoğraf karşılığında Homolka sadece 12 yıllık hapis cezası aldı.
Bu fotoğraf 1992 Aralık ayında olan olayın bir sonucuydu. Bernardo, Homolka’yı bir fenerle çok kötü dövmüştü. Ailesi daha sonra onu kurtardılar ve onu Bernardo’dan kurtardılar. Bu şekilde Bernardo’nun sonu gelmiş oldu.
Maalesef Homolka’nın cinayetlere söylediğinden daha fazla katkıda bulunduğu ortaya çıktı. 2005 yılında serbest kaldı, şuan kocası ve 3 çocuğuyla yaşamakta.
Ted Bundy tüm zamanların en ünlü ve en çok öldüren seri katillerinden biridir. Yüzeyde akıllı ve iyi görünümüyle içindeki canavarı saklayabilmesiyle tanınır. Davaları boyunca insanların çoğu böyle görünen ve davranan bir adamın nasıl bu suçlarını işlediğini anlayamadılar. Hatta onu cezalandıran hakim bile onun hayatının bir noktasında kafayı kıran parlak genç bir adam olduğunu düşünmüştür.
Yukarıda gördüğünüz ve Bill Frakes’in çektiği fotoğraf Bundy’nin içindeki hiddeti çok net yansıtmaktadır. Bu fotoğraf Bundy’nin son kurbanı olan 12 yaşındaki Kimberley Leach davasında Orlanda’da çekilmiştir. Bundy, Leach’I okuldan kaçırmış ve kızın cesedi haftalar sonra bulunmuştu.
Bu davada Bundy kendi avukatı olmamayı seçti. Kendini normalde bilinen sakin ve düzgün tavrında tutmakta problem yaşıyordu. Bu fotoğraf Bundy’nin mahkeme salonunu terketmeye çalıştığı fakat polis tarafından durdurulduğu zaman çekilmişti. Bu görünüşte çekici Bundy’nin kendini kaybettiği nadir anlardan biriydi. Bu bize küçük de olsa Bundy’nin 30’dan fazla kurbanının onda gördüğü şeyi görmemizi sağlayan bir fotoğraf.
Çok fazla Afrikalı Amerikalı halkın önünde ve halk tarafından linç edilmiştir ve bu korkunç anlara ait birkaç adet fotoğraf bulunmaktadır. Yukarıdaki fotoğraf Lawrence Beitler tarafından çekilmiştir.
Linç edilen bu iki adam 18 yaşındaki Thomas Shipp ve 19 yaşındaki Abram Smith’di. Bir gece önce tutuklanmışlardı ve aralarında James Cameron’da vardı. Bu içlü nehir kenarında araba sürüyorlardır ve o sırada Claude Deeter ve Mary Bell ile karşılaştılar. Cameron’a göre Shipp ve Smith çifti soymak istediler ve Cameron’a bir silah verdiler. Cameron çifti tanıdığını fark ettiğinde oradan uzaklaşmaya karar verdi. Ve kısa süre sonra silah sesleri duyduğunu iddia etti. Üçlü ilerleyen saatlerde Deeter’ın öldürmek ve Bell’e tecavüz etmekten tutuklandı.
Tutuklamadan bir gün sonra yüzlerce kişinin olduğu bir grup hapishanenin etrafını sardılar. Bu kalabalık üçlüyü linç etmeye hazırdı. Grup balyoz kullanarak hapishaneye girdi, öndelikle Smith ve Shipp’i çıkardılar. Önce onları dövdüler ardından da onları astılar.
Mucizevi bir şekilde Cameron’da tam asılacakken kalabalıktan biri onun masum olduğunu söyledi. Ve kalabalık onun gitmesine izin verdi. Bu olay Cameron’ı linçten kurtulan tek insan olarak tarihe geçirdi.
Fotoğrafçı, bu fotoğrafı iki versiyonda bastı. Biri kalabalığı göstermiyordu fakat diğeri olayı izlerken gülümseyen insanları da içeriyordu. Günler içinde bu fotoğraflar yüzlerce sattı.
Bu olay Güney’deki insanlar için bir onurken dışarıdaki insanları şoka soktu. İlk defa insanlar bu fotoğrafla kendi ülkelerinde ırkçılığın ne kadar korkunç bir noktaya geldiğini farkettiler.
Amerika tarihinde en fazla romantize edilen suçlular Clyde Barrow ve kız arkadaşı Bonnie Parker’dır. Çiftin suçları genelde sisteme karşı gelen aşıkların büyüleyici hikayesi olarak görülüyordu ve hala da öyle görülmekte. Aslında olan ise fakir insanlardan çalan bir çete oldukları idi. En kötüsü ise soğuk kanlılıkla 13 kişiyi öldürmüş olmalarıydı.
Bu fotoğrafı aslında polis yaydı, bunlar basılmamış bir film makarasında bulundu. Polis elinde başka fotoğraf olmadığı için aranan kaçakların bulunması için bu fotoğrafları kullanmak zorunda kaldı.
Bu fotoğrafların paylaşılması olayların görüntüsünü çok değiştirdi. Bonnie ve Clyde aşık vahşi genç isyankarlar olarak görülmeye başlandı. İnsanların fakirlik içinde kurallara uymak zorunda olduğu bir dönemde ortaya çıkan bu çift ve fotoğraflar genç Amerikalılar arasında bu çiftin bir fenomen olmalarını sağladı.
Şikago’da 1929 yasaklar çağında kara borsada kontrol sahibi olmak isteyen iki ana çetenin savaşı vardı. Çeteler George “Bugs” Moran ve Al “Scarface” Capone tarafından yönetiliyordu. Moran, Capone’yi yakalayacak kişiye büyük bir para ödülü vereceğini duyurdu ve Capone ilk saldırıyı yapmaya karar verdi.
Capone saklanırken ilk saldırı emrini verdi. 14 Şubat 1929 yılından iki adam polis memuru olarak, iki adam ise takım elbiseyle Moran’ın bulunduğu yere gittiler. Çetenin 5 üyesi oradaydı ve 2 tanesi de garajdaydı. Duvara doğru dizilmelerini söylediler ve Capone’nin adamları diğer çetenin 7 üyesini üzerlerine ateş açarak öldürdüler. Enteresan bir biçimde çetenin ölmeyen tek üyesi Moran’dı çünkü o sırada uyuyordu ve garajda değildi.
Suç korkunç ve şok ediciydi ve fotoğraflar bu durumu daha da kötüleştirdi. Bu fotoğraf Chicago American’dan Tony Bernardi tarafından çekildi. Polis onun bu fotoğrafı çekmesine izin vermişti.
Katliam hem Moran hem de Al Capone’nin çöküşü oldu. Capone’yi destekleyenler bu fotoğrafı gördükten sonra ona sırt döndüler. Moran basitçe tekrar bu insan gücünü toplayacak bütçeyi bulamadı ve bu sırada Capone de vergi kaçakçılığından tutuklandı.