Her şey 31 Mayıs günü başladı… Bir grup çevreci, Gezi Parkı’nın yıkılıp yerine AVM yapılması istemini protesto etmek amacıyla; çadırlarını, kitaplarını alıp gittiler parka. Sonrası malum. Birden bire polisin gaz bombası ile karşılaşan çevreciler, oradan nasıl uzaklaşacaklarını şaşırdı. Bu durum, özellikle Twitter üzerinden büyük bir hızla yayıldı ve halk ayaklandı. Hükümetin, Gezi Parkı’nı yıkıp AVM yapmak istemesini protesto etmek isteyen direnişçiler, daha büyük kalabalıklarla Taksim meydanlarını doldurdu.
Tüm bu olaylar yaşanırken, medya ve televizyon kanallarının sessiz kalması ise oldukça ilginçti. Yaklaşık 1 hafta boyunca direnişçiler, sosyal medya‘nın en popüler ağı olan Twitter üzerinden haberleşmek zorunda kaldılar. İhtiyaç listeleri paylaşıldı, görüşler yazıldı. Atılan tweet’ler o kadar çok retweet edilir oldu ki, bir haber Türkiye’nin dört bir tarafına büyük bir hızla yayıldı. Polis ve direnişçilerin arasında geçenler, ülkenin her köşesine yayılmaya başladıkça, Twitter’a olan ilgi de giderek arttı. Yaklaşık 5 dakikada atılan tweet sayısı, Taksim direnişi süresince 1 dakikalık bir sürede atılmaya başlandı. Twitter’ı bu dönemde bu denli popüler yapan etmenlerden biri de medya oldu. Medya’nın olaylarla ilgili bir süre sessiz kalması, Twitter kullanıcılarının uzun süre gündeminden düşmedi. Böylece Twitter da direnişçilerin iletişim aracı haline gelmiş oldu.
Yaklaşık bir hafta önce başbakanın açıklamaları ve gelen emirler üzerine polis tarafından boşaltılan Taksim meydanı, Twitter’ın hem Türkiye hem de Dünya gündeminde uzun süre yer almaya devam etti. Bütün bu olayların ardında, bir de duran adam fenomeni çıktı ki, bu da Twitter kullanıcıları sayesinde kısa sürede tüm Türkiye ve dünyaya yayıldı. Herkes duran adamı desteklemek adına meydanlarda, sokaklarda durdu ve olayları protesto etti. Taksim ve Gezi Parkı olayları nereye gider bilinmez, ancak o günlerde yaşananlarla Twitter, özellikle gençlerin gönlünde ayrı bir yerde duracak hep…