Oyuncuları ve senaryoları ne kadar iyi olursa olsun sinema filmlerinin ömürleri en fazla bir jenerasyondur. Ancak kimi filmler vardır ki kuşaklar boyunca izlenmeye devam ederler. Klasik filmler olarak adlandırabileceğimiz bu filmler sıradan izleyiciden sinemacılara kadar pek çok kişiye hitap eder ve ilham verirler.
Klasik filmler; ünlerini o zamana kadar kullanılmamış çekim tekniklerinden, dönemin politikasını veya tarihi ekrana yansıtışlarından veya efsane kadrolarından alabilirler. Listemizde sizin için bu klasik filmler içinden en değerli 10 tanesini seçip tanıtmaya çalışacağız.
Not: Listemizdeki filmler seçilirken ağırlıklı olarak IMDB ve Rotten Tomatoes sitelerinden yararlanılmıştır. İlginizi çekebileceğini düşündüğümüz Gelmiş Geçmiş En İyi 10 Komedi Filmi başlıklı yazımızı da incelemenizi tavsiye ederiz.
1. Citizen Kane / Yurttaş Kane – 1941 (IMDB Puanı: 8.5)
Efsane aktör Orson Welles’in hem yapımında görev üstlendiği, hem de başrolünü oynadığı kült film Yurttaş Kane; çoğumuzun tahmin edebileceğinden daha büyük bir zenginliğe sahip olan ancak mutlu olamayan bir medya patronunun öyküsünü anlatıyor. Eleştirmenler ve sinema tarihçileri tarafından filmin ünlü Amerikalı gazeteci ve politikacı William Randolph Hearst’ın hayatını yansıttığı söylenmektedir ancak bu konuda %100 kesin bir bilgi yoktur.
Film oldukça başarılı bir dram filmi olmakla birlikte gizem öğesini de içerisinde barındırmaktadır. Filmin baş kahramanı Charles Foster Kane’in filmin girişinde yansıtılan son sözü “Rosebud”un gizemi film boyunca korunuyor. Tüm bu öğeler ve filmin oldukça uzun olmasına rağmen izleyiciyi kendisine bağlayan yapısı Yurttaş Kane’e en iyi klasik filmler listesinde haklı bir yer sağlıyor.
Citizen Kane Fragmanı:
2.Rear Window/Arka Pencere – 1954 (IMDB Puanı: 8.6)
Ünlü yönetmen Alfred Hitchcock’un klasik filmler listemize bir armağanı olan Rear Window; kült filmler kategorisinde anılan nadir gerilim filmlerinden biridir. Filmin başrollerini ünlü oyuncular Grace Kelly ve James Stewart paylaşmaktadırlar. Filmin çekim teknikleri ve sürükleyiciliği zamanının oldukça ötesindedir.
Rear Window; günümüze kadar onlarca filmde işlenmiş bir konuyu ilk işleyen film olması nedeniyle klasik filmler arasına girmiştir diyebiliriz. James Stewart’ın başarıyla canlandırdığı muhabir L. B. Jeffries; geçirdiği kaza yüzünden evinde bacağı sargılı bir şekilde oturmak zorunda kalır ve boş zamanını camdan komşularını gözetleyerek geçirmeye karar verir. Bu kararını yerine getirirken komşularından birinin eşini öldürdüğüne dair bir sahne görür. Deneseler de bu konuda kanundan destek alamayan Jeffries ve kız arkadaşı bu olayı kendi başlarına çözmeye karar verirler.
Rear Window Fragmanı:
3. Repulsion/Tiksinti – 1965 (IMDB Puanı: 7.8)
Korku/gerilim filmlerinin klasik filmler arasında sıklıkla yer almadığını söylemiştik, ancak bu konuda ikinci bir istisna olan Repulsion’a listemizde yer vermeseydik gerçekten haksızlık olurdu. Efsane yönetmen Roman Polanski’nin Rosemary’s Baby ve ardından The Tenant ile devam eden Apartman Üçlemesi’nin ilk filmi olan Repulsion; mükemmelliği tartışılmaz bir psikolojik gerilim filmidir. Polanski’nin müthiş yönetmenlik yeteneğinin yanında baş karakter Carol Ledoux’u canlandıran Catherine Deneuve’nin filme kattığı seyir keyfinden de bahsetmemek olmaz. Hala dünya üzerindeki en güzel aktrislerden biri sayılan Deneuve; Repulsion’da güzelliğiyle göz kamaştırıyor.
Yılların eskitemediği kült film Repulsion; manikürcülük yapan Carol’ın, ablasının sevgilisiyle çıktığı tatil sırasında zaten zayıf olan akıl sağlığını gittikçe yitirmesini konu ediniyor. Filmin siyah beyaz olması karanlık atmosferine girmede seyirciye büyük bir kolaylık sağlıyor. Kendisine neler olduğunu bir türlü anlayamayan ve kimselere anlatamayan Carol evde şeytanlarıyla başbaşa kalıyor ve deliliği onu katil olmaya kadar sürüklüyor. İzleyicilerin istisnasız tümünde acıma hissi uyandıran genç ve güzel Carol’ın bu hallere düşmesinin nedeni ise filmin sonlarına doğru açıklanıyor.
Repulsion Fragmanı:
4. Modern Times/Modern Zamanlar – 1936 (IMDB Notu: 8.6)
Sessiz filmlerin ünlü oyuncusu Charlie Chaplin’in sosyalist yönü pek az kişi tarafından bilinir. Chaplin’in bu önemli özelliğini tespit etmek ise klasik filmler arasında yer alan Modern Times ve The Great Dictator filmlerini izlemek yeterli olacaktır. Chaplin bu toplum dostu filmlerinin ardından maalesef toplum düşmanı ilan edilmiş ve Amerika’dan sınırdışı edilmiştir.
Modern Times; kapitalist sisteme en sağlam eleştirilerden birini getiren kült filmler arasındadır. Böyle bir konuyu sessiz bir filmde izlemek ise takdir edilmemesi imkansız bir başarıdır. Aynı zamanda Modern Times; efsane Şarlo karakterinin ağzından ses çıkan tek filmdir. Konuşmak demiyoruz, çünkü Şarlo bu filmde konuşmamış, şarkı söylemiştir. Modern Times’da bir fabrika işçisini canlandıran Chaplin; kapitalist sistemin ve çarpık sanayileşmenin genel olarak toplum ve özelde ücretli işçiler üzerindeki yıpratıcı etkilerini başarıyla işlemiştir.
Modern Times Fragmanı:
5. 12 Angry Men/12 Kızgın Adam – 1957 (IMDB Puanı: 8.9)
Usta aktör Henry Fonda’nın oynadığı pek çok klasik film içinde en ünlüsü olan 12 Angry Men; inanılmaz bir adalet eleştirisi filmi olma özelliğine sahip. Senaryosu bir tiyatro oyunundan uyarlanmış olan film tek bir mekanda; mahkeme jürisini oluşturan ve birbirlerini tanımayan 12 adamın karar vermek için görüştükleri odada geçiyor.
Babasını öldürmekle yargılanan genç bir çocuğun suçlu olduğuna bir kişi hariç tüm jüri emindir. Yalnızca Henry Fonda’nın oynadığı karakter karara şerh koyar ve tartışılmasını ister. Yıllar geçse de izlenmeye devam eden kült film; jüri üyelerinin kavgaya varan tartışmalarıyla devam eder. Olayda şüpheli bir yön görmeyen jüri üyelerinin kimi akşam yemeğine yetişmek, kimi ise bir futbol maçını izlemek için evine dönmek istemektedir. Bir gencin düşüncesizce mahkum edilmesinin bu günlük telaşlardan çok daha önemli olduğunu ise onlara birinin hatırlatması gerekecektir. Film; adalet kavramı ve çeşitli insan karakterleri üzerine yaptığı göndermelerle klasik film etiketini kesinlikle hak ediyor.
12 Angry Men Fragmanı:
6. The Grapes of Wrath/Gazap Üzümleri – 1940 (IMDB Puanı: 8.2)
Dünyaca ünlü yazar John Steinback’in Nobel ödüllü romanından aynı isimle uyarlanan Grapes of Wrath; Henry Fonda’nın klasik filmler arasına giren bir başka sinema eseri. Fonda bu filmde de başrolde yer alıyor.
Romanını da, filmini de yılların eskitemediği film; kült filmler arasına girmesini yalnızca Henry Fonda’nın yeteneğine ve ününe borçlu değil. Gücünü aldığı yazılı eserin senaryoya başarılı bir şekilde yansıtılmış olması ve filmin atmosferi göz ardı edilemeyecek etkenler. Hapisten çıkan bir gencin hemen hemen hiçbir şeyin bıraktığı gibi olmadığını görerek ailesini aramaya çıkmasıyla başlayan film ailenin yaşadığı olaylarla ilerliyor. Günümüz aileleri aksine birbirlerini seven ve kenetli halde yaşayan, kadın erkek özverili bireylerden oluşan bu aile dönemin yıpratıcı fiziksel ve psikolojik koşulları altında bu özelliklerini korumaya çalışıyorlar.
Grapes of Wrath Fragmanı:
7. Anatomy of A Murder/Bir Cinayetin Anatomisi – 1959 (IMDB Puanı: 8.1)
Tek mekanda geçen filmlerin sıkıcı oldukları görüşü çoğu sinema izleyicisince kabul görmüştür. Ancak oldukça eski bir film olmasına rağmen; (12 Angry Men gibi) Anatomy Of A Murder bu konuda bir istisnadır. Anatomy Of A Murder; adaletin kişilerden ve koşullardan ne kadar etkilenebileceğini, yanıltılıp yanıltılamayacağını ve belki de doğru ve yanlış kavramlarını oldukça başarılı biçimde ve seyirciyi sıkmadan sorgular. Yarısından çoğu tek mekanda geçen bir mahkeme filmi olan ve klasik filmler arasında adı her zaman anılan filmin oyuncuları arasında James Stewart ve Lee Remick de yer almışlardır.
Film başlı başına kült filmler içinde olmayı hak etmesine ve müthiş bir film olmasına rağmen yayınlandığı günlerden itibaren 12 Angry Men’le karşılaştırılmıştır. Ancak bizim önerimiz iki filmi de önyargısızca izlemeniz yönünde.
Anatomy Of A Murder Fragmanı:
8. Battleship Potempkin/Potempkin Zırhlısı – 1925 (IMDB Notu: 8.0)
Hiçbir sanat dalının eleştirisinin tamamen nesnel olması mümkün değildir. Eleştiri yaşanan ülke, yaş, eğitim durumu, hatta anlık duygusal durum gibi pek çok nedenden etkilenir. Ancak eleştirmenlerin görevi işlerini yaparken bu önyargılarından alabildiğine sıyrılmaktır. Günümüzde sinema konusunda sözü geçen eleştirmenler genellikle Amerika veya Avrupa ülkelerinden olduklarından; aslında klasik filmler alanında pek çok değerli eser vermiş Sovyet sinemasının pek çok eseri hak ettiği değeri görmemektedir. Ancak Battleship Potempkin; belki de onu kült filmler arasında saymamak komik olacağından bu makus kaderden kaçınabilmiş nadir filmlerdendir. Filmin yönetmeni usta Sovyet yönetmen Sergei Eisenstein’dır.
Öncelikle Battleship Potempkin’in siyah beyaz bir film olduğunu belirtelim. Filmin bir propoganda filmi olduğunu inkar etmek çok zordur. Ancak Battleship Potempkin; savunduğu görüşü kimi sinema eseri gibi viral veya sübliminal mesajlarla değil, göğsünü gere gere vermeyi tercih etmiştir. Film kullandığı metaforlarla da kurgu sineması adına bir devrim niteliğini taşımaktadır. Bir savaş gemisinde zor durumda kalan askerlerin korkularını ve ardından ayaklanmalarını anlatan film Çarlık Rusyası’ndan Sovyet Rusya’ya geçiş sürecindeki Sovyet halkının başarılı bir modellemesini sunmaktadır.
Battleship Potempkin fragmanı:
9. Mary Poppins – 1964 (IMDB Puanı: 7.7)
Çoğumuz Mary Poppins karakterini kitaplardan tanırız. Ancak bu etkileyici ve öğretici kitabın klasik filmler kategorisine giren bir filmi de vardır. Çocuklara yönelik filmlerin kült filmler arasına girdiğine pek rastlanmasa da Mary Poppins ustalıkla yazılmış romanlardan da aldığı güçle bunu başarmıştır.
Film tüm öyküyü sınırlı süresine sığdıramamış olsa da kitapla hemen hemen paralel gitmeyi ve kitabın mesajını sahnelerine yedirmeyi başarmıştır. Tüm zamanların çizgi ve animasyon devi olan Walt Disney’in prodüktörlüğü filmi daha da etkileyici kılmıştır. Fantastik güçlere sahip biraz kendini beğenmiş ve sert olan ancak içi çocuk sevgisiyle dolu bir dadıyla bakıcılıklarını üstlendiği iki kardeşin maceralarını konu alan film her yaş grubu tarafından keyifle izlenebilir.
Mary Poppins Fragmanı:
10. Murder On The Orient Express/Doğu Ekspresinde Cinayet – 1974 (IMDB Puanı: 7.3)
Agatha Christie’nin yarattığı ünlü dedektif Hercule Poirot’un maceraları pek çok kez filme çekilmiş, hatta bir kısmı dizi halinde de yayınlanmıştır. Ancak Christie’nin eserlerinin sinema uyarlamaları arasında kült filmler arasına girmeyi başaran tek film Murder On The Orient Express olmuştur. Filmin ilgi çekici bir yönü de ilk dakikalarında pek gerçekçi olmasa da ülkemize ait sahneler içermesidir. Bunun nedeni sözü edilen Doğu Ekspresi’nin kalkış durağının İstanbul olmasıdır.
Filmde Hercule Poirot; bir trende gerçekleşen bir cinayeti çözmeye çalışacaktır. Baştan sona merakı canlı tutan öğelerle örülü olan filmin bu özelliği klasik filmler arasında yer almasının en önemli sebeplerindendir.
Murder On The Orient Express Fragmanı: